Ömer KÜÇÜKMEHMETOĞLU
Candidath PhD
İstanbul Üniversitesi
İstanbul / Türkiye
mehmedzade@gmail.com
Ek kelime bünyesinde görülen, tek başına anlamı olmayan ve kullanılmayan, ancak köklerle birleşmek suretiyle kullanılan ve mana ile ilgili bir vazife gören şekillere denir. Kısacası ekler kelime bünyesindeki gramer vazifeli şekillerdir. Köklerin k ainattaki bütün nesne ve hareketleri karşılamamakta, bir kısım nesne ve hareketlerin köklerden yapılmış kelime gövdeleri ile karşılanmaktadır. Yani bir kısım nesnelerin ve hareketlerin karşılanması için kökler başka dil birlikleri ile genişletilirler. Sonra isim kök ve gövdeleri nesneleri tek tek, fiil kök ve gövdeleri de hareketleri mücerret olarak karşılarlar. Kainatta nesneler yalnız tek tek, hareketler yalnız mücerret halde bulunmazlar. Nesnelerin çeşitli durumları, halleri ve şekilleri karşılamak için de kökler ve gövdeler başka dil birlikleri ile takviye edilmek mecburiyetindedirler. İşte köklerle birleşerek onları gövde halinde genişleten, kök ve gövdelerin çeşitli durumları, halleri ve şekilleri ifade etmeleri için onları takviye eden dil birlikleri ek dediğimiz morfemlerdir [1: 114-115].
Türkiye Türkçesinde isimleri küçültmek için isme “+CIk” ya da “+CAğIz” ekleri getirilir. Bu türeyen isme küçültme adları denir. Küçültme adları çoğu zaman sevgi, şefkat, acıma, bazen de aşağılama anlamında kullanılır. Ayrıca küçültme adlarının üstün vasıflı anlamına geldiği de olur. Dilimcik, anneciğim, kızcağız, kadıncağız, kitapçık, parçacık, çocukcağız vb kelimeleri buna örnek olarak verebiliriz. İsme +CIk ekinin eklenmesiyle çoğu zaman kelimenin sonundaki “k” sesi düşer. Bebecik, yürecik, eşecik, köpecik örneklerinde bu durumu açık şekilde görüyoruz. Yavrucak, çocucak, yumrucak gibi az sayıda isimler için küçültme eki olarak “+cek” kullanılmıştır [2: 340].
Ekin başlangıçtan beri küçültme ve sevgi ifadesi fonksiyonuyla Türkçede kullanıldığını ifade eden Muharrem Ergin, -cIk, -cUk ekinin –cak –cek’ten türediğini düşünmektedir. -cIk, -cUk ekinin kullanımının yaygınlaşmasına karşılık, –cak –cek ekinin küçültme fonksiyonunun zamanla kaybolduğunu ve kullanım alanını şu ifadelerle dile getirmiştir: “-cak –cek küçültme eki zamanla işlekliğini kaybetmiş ve ancak sayılı bazı misallerde kullanış sahasında kalmıştır : kuzu-cak, yavru-cak, yumur-cak (yumrucak), … demincek gibi.” Muharrem Ergin, ekle ilgili bilgi verdiği bölümde ekin yapısı konusunda herhangi bir görüş belirtmeyerek, ekin yapım fonksiyonunun yanında bazı örneklerde çekim fonksiyonuyla da kullanıldığını, ekin c‟li şekillerinin de sonradan ortaya çıktığını dile getirmiştir. Zeynep Korkmaz, ekin yapısı için “+cak <+çak, <+ça + ok pekiştirme edatı birleşmesinden meydana gelen … isim çekimi eki +çak” diyerek bünyesinde +ça eşitlik ekiyle başka eklerle de birleşen pekiştirme edatı ok/ök’ün bulunduğunu belirtmiş, daha sonra gelecek zaman gösterme özelliği kazandığını da ifade etmiştir. Burada, birden fazla yapının yani bir ekle bir kelimenin kaynaşması söz konusudur [3: 1541-1542].
Başkurt Türkçesinde “+ҡай”, “+кәй”, “+ҡас”, “+кәс” (“+ķay”, “+käy”, “+ķas”, “+käs) küçültme ekleri dört farklı fonetik şekildedir [4: 16-18].
Başkurt Türkçesi üzerine çalışan dil bilimciler “+KAy” ekinin isme kattığı anlamı çok çeşitli ifade etmişlerdir. Dmitriyev: sevgi (1950: 75); Poppe: şefkat (1964: 62); Yuldaşev: küçültme (1981: 126, 181); Zeynullin: sevgi ve hürmet (2002: 17); Seyitbattalov: küçültme ve sevgi (2004: 62); Ersen-Rasch: küçültme anlamı katmaktadır, demektedir [5: 90].
Başkurt Türkçesinde küçültme adları Türkiye Türkçesinde olduğu gibi sevgi, şefkat, acıma, aşağılama anlamlarında kullanılırlar.
Örnek:
Эй, балаҡайым, миндә уның ҡайғыһы булдымы әллә, оҙон көн ҡунаҡ менән мәшәҡәт сиктем, ни һин өйҙә юҡ, ни Аҙнағол әллә ҡайҙа китеп олаҡты [6: 135].
Ey balaķayım, minde unıñ ķaygıhı buldımı ällä, ǔẕǔn kǚn ķunaķ menän mäşäkät siktem, ni hin ǚyẕä yuķ, ni Aẕnagul ällä ķayẕa kitep ǔlaķtı.
Hey evlatçığım, bende onun kaygısı oldu mu hiç? Uzun gün misafirin zahmetini çektim, sen de evde yoktun Aznagul da nereyeyse bir yerlere gitmişti.
Был маҡтанырлыҡ сифаттар — уның шул Уралҡайында алған тәрбиәһе. [7: 22].
Bıl maktanırlık sifattar unıñ şul Uralkayında alğan terbiyehi.
Bu övünülecek sıfatlar onun o Uralcık’ında aldığı terbiyesidir.
Ағиҙелкәйҙәрҙең, ай, һауаһы
Йәнгә рәхәт, тәнгә ҙур файҙа [4: 32].
Ата-ҡай, әсә-кәй, бала-ҡай,
Ağizelkeyzerzeñ ay hawahı
Yenge rahat, tenge zur fayza
Agidelcik’in ay havası
Cana rahat, vücuda faydalı
Örnek:
Әминәкәй ҡайтыуға өйҙө йы йыштырып ҡуйһағыҙ ине. [8: 117].
Eminekey kaytıwğa üyźü yıyıştırıp kuyhağıź ine.
Eminecik dönüş için evi toplayıp koysanız.
Eminekey, örneğinden gördüğümüz gibi tekil isimlere eklenen küçültme ekleri Başkurt Türkçesinde bu isimlere küçültme ve şımartma anlamı katarlar.
Sonuç:
Tarihi Kıpçak Türkçesinin devamı niteliğinde olan Başkurt Türkçesinde Eski Türkçenin izleri de görülmektedir. Başkurt Türkçesi gramerinde Oğuz Türkçesinin etkisi de zaman zaman karşımıza çıkmaktadır. Başkurt Türkçesinde “+ķay, +käy, +ķas, +käs” ekleri ve Türkiye Türkçesinde “+cık, +cuk” eklerinin morfolojik işlevlerini edebi örneklerle incelemeye çalıştık. Türk lehçeleri üzerine karşılaştırmalı gramer incelemeleri ortaya çıktıkça lehçelerin tarihi gelişimi daha iyi anlaşılacaktır.